Bu Ben Değilim: SEDAT GIRGIN

Yabancılaşma, bir kişinin özünden, emeklerinden, doğal ve sosyal çevresinden kopmasını simgeler ve bu durum, onu bu güçlerin egemenliğine maruz bırakır. Sedat Girgin’in “Bu Ben Değilim” sergisinde bu tema, güçlü bir sembolizm ve keskin bir deformasyon anlayışıyla ortaya çıkar. Çizim ve eskiz, sanatçının ifadeli dilinin temellerini oluşturur ve ona tamamen hayali, dışsal referanslardan bağımsız eserler yaratma imkanı tanır. Girgin’in formları, anatomi ve perspektifin akademik kurallarından koparak, figürlerindeki ve mekanlarındaki deformasyonlar sayesinde zamanın akışından ve gerçek yaşamın referanslarından soyutlanır. Tarzındaki eşsiz bozulmalar, sadece sanatçının anlık duygularını ifade etme aracı değil, aynı zamanda izleyicileri eserlerle kendi hislerini yansıtarak etkileşimde bulunmaya davet eder, bu da izleyici ile sanat arasındaki etkileşimi genişletir.

Girgin’in eserlerindeki sembolizm, evrensel anlamlara kapı açarken, bazen de derin kişisel yorumlara atıfta bulunur. Bu bağlamda, sanatındaki kostümlü figürler, insanlığın kendini farklı bir şekilde sunma çabasının temsili olarak ortaya çıkar. Figürleri boyunlarındaki beyaz yakalarla süsleyerek, Girgin sanat tarihindeki portre geleneğine referans verir ve bireyin kendini özel ve ayrıcalıklı hissetme arzusu ile yaşadığı gerçeklik arasındaki zıtlığı keskin bir zeka ile ele alır. Semboller aracılığıyla yaratılan ironi, hareketin sembolü olan tekerlekler gibi, işlevsiz ve durağan hale getirilmiş unsurlar; uçamayan kanatlara sahip kuşlar; korunmasına rağmen kırılgan olan yumurtalar; ve deforme figürlerin çirkinliğinden açan çiçekler gibi unsurlarla devam eder. Girgin’in eserlerindeki anlam, izleyiciye didaktik bir şekilde sunulmaz; aksine, izleyiciyi tablonun içindeki unsurlar aracılığıyla bir keşif yolculuğuna davet eder.

Sedat Girgin, belki de kendi varoluşunun kaçınılmaz bir sonucu olarak, “Bu Ben Değilim” sergisinde çağdaş insanların derin iç çatışmalarını, kimlik arayışlarını ve sosyal yabancılaşmalarını güçlü bir şekilde tasvir eder. Kendine özgü sembolizmi, ustaca çizimleri ve deformasyon anlayışıyla “Bu Ben Değilim”, sadece estetik bir deneyim sunmakla kalmaz, aynı zamanda izleyiciyi kendi yabancılaşmasının kaynağıyla yüzleşmeye zorlar.