Armen Hakobjanyan

Biyografi:
1989 yılında Sisian, Ermenistan’da doğdu.
1996-2003 Zakar Khachatryan Sanat Okulu, Sisian, Ermenistan
2005-2009 Erivan Devlet Mimarlık ve İnşaat Üniversitesi, Mimarlık Lisansı, Ermenistan
2011-2013 Erivan Devlet Mimarlık ve İnşaat Üniversitesi, Mimarlık ve Tasarım Yüksek Lisansı, Ermenistan

İş Deneyimi:
2006 Serbest mimar, tasarımcı
2013-2019 Anıt Restorasyon Merkezi
2014-2015 “QCA” Mimarlık Stüdyosu
2014-2016 NAS of RA, Arkeoloji ve Etnografya Enstitüsü
2015-2016 “Hrachya Vardanyan” Mimarlık Stüdyosu
2016-2019 “2ab” Mimari Stüdyo
2016-2020 “Tarihi Çevre ve Kültür Müze-Rezervasyonlarının Korunması Hizmeti” Kar Amacı Gütmeyen Devlet Kuruluşu

Kişisel Sergiler:
2021 Border_line, Latitude Art Space, Erivan, Ermenistan

Karma Sergiler:
2023 Selections II, Galeri 77, İstanbul, Türkiye
2023 CI Bloom, Galeri 77 ile, İstanbul, Türkiye
2023 Selections I, Galeri 77, İstanbul, Türkiye
2022 Contemporary İstanbul 17. Edisyon, Galeri 77 ile, İstanbul, Türkiye
2022 Bloom, Galeri 77, İstanbul, Türkiye
2022 CI Bloom, Galeri 77 ile, İstanbul, Türkiye
2021-2022 YARIN, Cafesjian Sanat Merkezi, Erivan, Ermenistan

Armen Hakobjanyan, 1989 yılında Sisian'da (Güney Ermenistan'ın Syunik Eyaleti) doğmuş çağdaş bir ressamdır. Sanatçı, gençlik yıllarında Zakar Khachatryan'ın adını taşıyan Sisian Güzel Sanatlar Okulu'nda eğitim gördü. Burada antik megalitik yapılardan ve antik petrogliflerden ilham alan tanınmış bir Ermeni ressam olan Ashot Avagyan'ın gözetiminde çalıştı. Hakobjanyan’ın malzemelerin işlevsel yeteneklerine ilgi duyduğu yer burasıdır. Daha sonra Erivan Devlet Mimarlık ve İnşaat Üniversitesi'nde Mimarlık alanında yüksek lisans derecesi aldı. Bu arka plan, resme yönelik özel yaklaşımını geliştirdi. Hakobjanyan, resmin çağdaş dünyadaki varlığını ve anlamını sorgulayarak, onu “yapan”dan “tanımlayıcı”ya çeviren bir sanatçı olmuştur. Nostaljik anılardan ilham alan sanatçı, anılarımızla gerçekler arasında bir köprü kurmaya çalışıyor. Hakobjanyan'a göre “Aşk”, “Eşitlik” ve “Sessizlik” eserlerini en iyi tanımlayan üç kelimedir.


Sanatçı Beyanı:
“Gösterilen eserler dizisinde “yazar-yapan”dan “gözlemci-kaydedici”ye döndüğümü fark ettim. Belki de bilişsel engeli kaldırmanın en deneyimli yöntemini kullanarak, biçimi ifşa etmenin doğrudan bir yolu olarak malzemenin teknik yeteneklerine yöneldim. Malzemelerin ipuçlarını takip ettim, bu durumda tuvaller ve yağlıboya, yaratılan belirlenmiş durumda kendilerini özgürce açığa çıkarmaları ve fışkırmaları için olanaklar yarattı.”

Armen Hakobjanyan


Yorumlar:
Armen Hakobjanyan'ın “0-Panorama” adlı serisi, çağdaş sanat bağlamında nadiren kullanılan bir tabir olan, kesinlikle tabloyu temsil ediyor ve onu yeniden tanımlama yolunda sanatçılar tuvalin çerçeveleriyle sınırlı kalmayı reddediyor. Daha önce, 20. yüzyılın başında yağlı boya, kendi adına konuşan ve sanatın ne olduğunu yeniden tanımlayan, aynı zamanda görüntüyü olay örgüsünün içeriğinden kurtaran kendi içeriği haline geldi. Bu diyalog bir konuşma gibi görünebilir, ancak yağlı boyaya geri dönen bu sanatçı, sanatın anlamı ve özü ile ilgili soruları yeniden gündeme getiriyor.

“Sanat nedir” ve “ne hakkındadır?”

Bu büyük tuvallere uzaktan bakıldığında, bunların manzaralar olduğunu, belki tipik Ermeni tabloları değil, yine de anıtsal dağlar olduğunu tanımlamak için hiçbir açıklamaya gerek yok. Ancak daha yakından bakıldığında, anıtsal dağların sadece yüzey olduğu ortaya çıkıyor. İzleyiciye olay örgüsü, anlatı, hatta duygusal klasik yorum bırakmayan bu yüzeyler, sanatçının iki önemli malzemesi olan tuval ve yağlı boya arasında bir diyalog olan dokulara dönüşüyor.

Sanatçı, yatay olarak yerleştirilmiş bir tuval üzerinde çalışarak, boyanın kendi içeriğini yaratmasına izin verir. Tuvallerin yüzeyleri, sanat eserinin algılanması ve içindeki malzemelerin rolü hakkında bir kez daha geniş bir sohbete katılabileceğiniz platformlar haline geliyor. Boya konuşur mu yoksa kendi akışını mı yaratır?

Sona Hovhannisyan, 2021
Küratör

***

Gördüğünüz şey kendi başına var olur. Ama ona bakmadığınızda hala orada mı? Şeyler sizin bakışınız dışında mı var oluyorlar yoksa onları formüle eden ve tanımlayan görüşünüzde belirdikten sonra var olmaya başlıyorlar. Bak. Şimdi tuvallerde gördüğünüz ve “dağlar” veya “sular” olarak tanımladığınız şey sadece bir yüzey. Hayal ettiğiniz ve gerçekte gördüğünüz her iki yüzey de belirli süreçlerin sonucudur. Bu süreçler, tanımlamalardan, gözün daha sonra gökyüzü veya bir dağ zirvesi olarak gördüğü bir yüzeyin diğerinden koşullu olarak ayrılmasından başlar. Her şey sınır çizgisinin tanımından başlar. Alanı iki koşullu parçaya bölen ve özgürlük önceden belirli sınırlarla sınırlandırılmış olsa da, onlara şekillenme ve akma özgürlüğü veren bir çizgi. Bu sınır, sanatçı, arzuları ve işlevsel yetenekleri ile malzemeler arasındaki uzlaşma çizgisidir. Sonuç olarak, formları olan ancak formülasyonları olmayan yüzeyler elde ederiz. Anlatı veya olay örgüsü ile doldurulmaya ihtiyacı olmayan bir yüzey. Dağları ya da gökyüzünü, soğuk ya da sıcak, sizin ya da benimkileri görebilirsiniz, ama aynı zamanda kendinizi bu her şeyi tanımlama alışkanlığından kurtarabilir ve kendinize gördüğünüzü görme özgürlüğü verebilirsiniz.

Ella Kanegarian, 2021
Küratör

***

Güzellik artık sanata kolayca reçete edilebilecek bir kategori değil. Armen Hakobjanyan'ın manzaraları, güzel ve ürkütücü arasındaki soyut çizgide dişlerini gıcırdatıyor gibi görünüyor - Ermeni sanatçıların modernite boyunca her zaman yöneldiği bir Kant deneyimi. Bu genç sanatçının bundan sonra nereye gideceğini merakla bekliyorum.

Armen Hakobjanyan'ın tekniği, manzaralarına parıldayan bir parlaklık ve şeffaflık veren yağ inceltme üzerine kuruludur. Bu anıtsal formlar yok edilemez ve efsanevi bir şekilde sakin görünüyor, ancak parıldayan ve akıcı boya aynı zamanda bir süreksizlik ve geçiş durumunu da gösteriyor.

Erivan'daki son sergilerin araştırmasına geri dönelim. Birkaç ay önce Latitude galerisinde çıplak manzaralarını sergileyen yükselen sanatçı Armen Hakobjanyan'ın ilk kişisel sergisinden oldukça etkilendim. Aslen Sisian'lı olan Armen'in sadeleştirilmiş minimalist manzaraları, doğduğu güney bölgesinin sert kabartmalarından ilham alıyor gibi görünüyor. Ancak manzaralar somut olmaktan çok hayalidir ve yüce, ilkel unsurların gücü ve doğanın insanlığa karşı ezici kayıtsızlığı sorununa geri dönerler. Bunda Hakobjanyan, ilk olarak Vardges Surenyants tarafından kurulan ve Sovyet döneminde Hakob Hakobyan tarafından geliştirilen Ermeni manzara resminin yörüngesini sürdürüyor.

Vigen Galstyan, 2021
Sanat Tarhiçisi ve Küratör